Kadınlarda en sık görülen kanser türü ve yaklaşık olarak 8 kadında birinin, hayatının bir döneminde kapısını çalıyor. Oysa erken evrede saptanan meme kanserinin tedavi edilme olasılığı yüzde 100’e yakın
Her ne kadar en büyük tehlike kanser ise de; memenin iyi huylu hastalıkları kanserden çok daha fazla görülür. Bu nedenle her saptanan kitle kanser değildir.
Ancak bu hastalıkların en önemli özelliği; kendileri kanser olmasa ya da kansere zemin hazırlamasa bile; kanseri maskeleyebilmeleridir. Bu nedenle bu rahatsızlıkları olanların da izlem altında olması gerekir.
İyi huylu hastalıklar içinde fibrokistik hastalık (FKH) ön sıradadır. Fibrokistik hastalık süt üreten dokunun bir rahatsızlığıdır. Memede ağrı ve ele gelen yumrular olarak tanımlanır. “Fibro” sert doku, “kist” sıvı dolu kese anlamındadır. Her 3 kadından 2`sini etkiler. Aslında hastalık olarak değil memenin bir değişikliği olarak değerlendirilir.
Adet döneminde etkili olan hormonlar rahimdeki gibi meme dokusunu da etkiler. Meme bu etkilerle gebeliğe hazırlanır, bezler büyür. Memede şişkinlik, ağrı ve ağırlık hissi oluşur. Ancak gebelik gerçekleşmezse kullanılmayan bu bezlerin kaybolması rahimdeki gibi hücrelerin dışarı atılması (adet kanaması) şeklinde olmaz. Bezler düzensiz olarak küçülür, kanallar daralır ve fibrokistik durum gelişir. Memelerdeki bu döngüsel değişim ilk adet görmeyle birlikte başlar, her adetle birikir. Adetlerin bitmesiyle (menopozda) bu durum azalır.
Tanıda asıl yöntem dokunarak muayenedir. Ele gelen yumrular çoğunlukla mercimek boyutunda, genelde lastik kıvamında, yuvarlak tespih taneleri gibi düzgün yüzeyli olup memede daha çok koltuk altına yakın bulunurlar. Bazen muayene yeterli olmaz; ultrason, mamografi ve hatta parça alınması bile gerekebilir.
Ağrının geçirilmesi için memenin sutyenle desteklenmesi, geceleri sutyen takılması, ağrı kesici ilaçlar oldukça etkilidir. Kafein (kahve, çay, çikolata) tüketiminin azaltılması ve E vitamini takviyesi bazen yararlı olur. Ciddi adet düzensizliği olan kadınlarda adeti düzenlemek faydalı olabilir.
Fibrokistik hastalığın izleminde her ay kadının kendisini muayenesi, 6 ay aralarla doktor muayenesi ve uygun görüntüleme tetkikleri gerekir.
Bu durum ise daha çok memenin destek bağ dokusunun hastalığıdır. Destek bağ dokusu memeyi taşıyıcı ve şekil veren dokudur. Bu nedenle süt üreten dokuya göre daha serttir. Fibroadenomlar dolayısıyla fibrokistik hastalığa göre daha sert olurlar. Oluşma nedeni çok iyi bilinmemektedir. Ancak retinoik asit ve östrojen hormonun etkili olduğu düşünülmektedir. Misket gibi düzgün yüzeyli olarak ele gelirler. Fibroadenomlar kötü huylu olmamakla birlikte ele sert gelmelerinden dolayı korku yaratabilirler. Ancak fibroadenomlar kötü huylu olabilecek diğer yumrulara göre daha düzgün yüzeyli ve hareketlidirler. Fibrokistik hastalıktaki ağrı hissinin aksine fibroadenomda ağrı da pek beklenmez. Bir tane olabileceği gibi tüm memeyi dolduracak kadar çok sayıda olabilirler.
Fibroadenomlar genelde deneyimli bir doktorun muayenesi ile tanınsa da, ultrasonografi bunu doğrulamak ve ek bir sorun olmadığını göstermek açısından kullanılmalıdır. Mamografi de aynı nedenlerle 40 yaşın üzerinde kullanılmaktadır. Fibroadenomlara günümüzdeki yaklaşım girişim yapmamak şeklindedir. Özellikle 1 cm’den küçük olanlar için bir şey yapmaya gerek yoktur. 1-3 cm arasındaki boyutlarda kişinin seçimi veya cerrahın kuşkusu biyopsi yapmayı gerektirebilir. 3 cm’den büyük olanların çıkartılması önerilmektedir. Bunda da temel amaç çıkartılan dokunun mikroskop düzeyinde adının doğru konması ve tanının doğrulanmasıdır. Tabii bazı durumlarda büyük fibroadenomlar kozmetik açıdan sorun yaratabilirler. Bu durum tek başına kitlelerin çıkartılması için yeterli bir neden olarak kabul edilir.
Fibroadenomların izleminde kadının kendisini her ay adet bittikten 3 ile 5 gün sonra muayene etmesini öneririm. Altı ile 12 ay aralarla ise doktorun muayene yapması iyi olacaktır. Aylık kendi kendine yapılan muayenelerde herhangi bir değişiklik saptanırsa olağan randevu zamanını beklemeden doktora başvurulması gerekir.
Erkekte de kadınlardaki gibi meme dokusu vardır. Ancak hormonal uyarı olmadığı için küçük ve güdük kalmıştır. Bazı durumlarda erkekte de meme dokusu büyüyebilir. Yenidoğan bebeklerde anneden geçen hormonlar nedeniyle memede büyüme olabilir. Ergen ve yaşlı erkeklerde de görülebilir. Bu gruplarda nedeni tam belli olmamakla birlikte erkeklik hormonu (testosteron) taşıyan protein düzeyinin yükselmesi böylece etkili testosteronun azalması ya da meme dokusunun hormona duyarlılığının azalmasıdır. Durumun fazla kilo ile ilgisi yoktur. Aşırı kilo bedenin diğer yerlerinde olduğu gibi meme derisi altında fazla yağ birikimine yol açar ve yalancı meme büyümesine yol açar. Diğer nedenler arasında bazı tansiyon ve kalp ilaçları, böbrek ve karaciğer yetmezliği vardır.
Ergenlerde bu durum bazen geçicidir. Yaş ilerledikçe değişen hormon dengesi de meme büyümesine yol açar. Hangi yaş grubu olursa olsun meme büyümesi erkekte sosyal ve kozmetik açıdan önemli sıkıntıya neden olabilir. Neden olan ilaç kullanımın bırakılması, bazı endokrinolojik tedaviler olayın başladığı ilk birkaç sene içinde yardımcı olabilir. Ancak daha sonra meme dokusu sertleşir ve bu tip tedaviye yanıt alınmaz.
Çoğunlukla günübirlik bir ameliyatla genelde meme başı çevresinden bir kesi ile fazla meme dokusu çıkartılır. Ameliyattan sonra nadiren de olsa yara enfeksiyonu ve yara açılması gibi komplikasyonlar görülebilir.
Sevgili hocama uzun yıllardır rutin meme muayenesi için düzenli olarak kontrol olmaktayım. Ancak daha da önemlisi yaklaşık 6 ay kadar önce anneme 3. evre meme kanseri teşhisi konuldu. Bu zorlu evreyi ve zorlu süreçi TARIK HOCAM sayesinde başarılı bir ameliyat ile ve sonrasında seyir eden tedavi ile başarılı bir şekilde tamamlamaktayız. Bu süreçte doğru tespit ve doğru tedavi ile hastasına ve biz hasta yakınlarına verdiği pozitif enerji ve destek paha biçilemez. Bu hastalıkta önemli bir ayrıntı çünkü. Öte yandan hekimliği ve tecrübesi zaten tartışılmaz. Şimdi büyük, küçük ailemizin tüm kadınları olarak sevgili Tarık Hocamıza düzenli olarak kontrole gidiyoruz. Sağlık şakaya gelmez o nedenle gönül rahatlığı ile `` İYİ Kİ SİZİ TANIDIM VE TEDAVİ OLDUM ‘’ diyeceğiniz muhteşem bir insan. Kliniğe girdiğiniz andan, ameliyat sonrasına kadar güleryüzünü esirgemeyen harika bir çalışma ekibi ile Şiddetle tavsiye edilir! HEP VAR OLUN HOCAM.. TEŞEKKÜRLER !
Tarık Hocam eşimin çok zor olan ameliyatını bilgisi ve tecrübesiyle başarılı bir şekilde gerçekleştirdi.Hastayı aydınlatan, rahatlatan ve GÜVEN VEREN bir iletişim dili var.Biz eşimin sağlığını ona borçluyuz.Doktor araştıran tüm hastalara tavsiye ederim.Aklınızda hiç soru işareti kalmasın.Gerçekten Kendine,bilgisine ve tecrübesine güvendiğini duruşundan ve konuşmasından anlarsınız.Belki abarttığımı düşünenler olacaktır ama ben onu ne kadar övgülerle anlatsam az kalır.Başarısı övgüye değer.Çok Teşekkürler Tarık Zafer NURSAL.Dualarımızda ve sevgimizdesiniz.
Merhaba ben Eda. İlk bu rahatsızlığımı duyduğumda şok olmuştum.. teşhis konulduğunda ne yapacağımı bilemeden birkaç doktor önerisi aldım ve yaptıgım görüşmeler sonucunda Tarık bey bana çok güven veren, bütün şeffaflığı ile en uygun şekilde açıklamada bulunan ve yapılan cerrahi müdahaleden sonra önce sağlık sonra psikolojik açıdan estetik görüntü oldukça beni memnun etti. İyi ki Tarık beyde karar kılmışım tereddütsüz Önerebileceğim bir cerrah önce Allah’a sonra Tarık beye şükürler olsun.. teşekkürler Tarık hocam...
Daha fazla yıldız olsaydı daha çok tiklardim...iyikide kendimi size teslim ettim..
İlk günkü telaşımızı çok profesyonel olarak bizden aldınız sonraki süreci adım adım anlatınız bize iyki sizi tercih etmişiz hocam. İlgi, alakanız ve her şey için çok teşekkür ediyoruz.
Kliniğimden randevu almak için lütfen aşağıdaki formu doldurun.
Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal
Reşatbey Mahallesi, Gen iş merkezi, Reşatbey Mah. Atatürk Cad, Arıplex sineması yanı No:22/7, 01120 Seyhan/Adana
0 (534) 892 99 59 Pzt-Cuma: 10:00 – 18:00 Cts: 11:00 – 16:00